7 Mart 2014 Cuma

bir mum diger mumu tutusturmakla ısıgından birsey kaybetmez... (RUMI)

                                                                                                       pek çok öptüm
                                                                                                       huzurlu muzur(:

limonlu su, içiniz şifadır.. 🍋

Yarın yepyeni bir maraton başlıyor:) Aç karnına içilen limonlu su vücudumuzu temizler, alkali seviyesini yükseltir, dahası sağlıktır şifadır.. 

lemon tea (:




Havaların bi'ısınıp, bi' serinlediği şu günlerde bağışlık sistemimizi güçlendirmeliyiz. 

% 100 kendi üretimimiz olan ve bahçemizde ki, benden yaşlı olan, 4 mevsim bize cömertliğini sunan limon ağacımızın mahsülleri.

Ben Arabın bol bulduğundan hallice 1kg. kadar limonu dilimledim, ancak miktar azaltılabilir. Dilimlenen limonları cam bir fanusa veya benimki gibi bir demliğe koyabilirsin. Üzerini geçecek kadar kaynamış su ilave edip 15 dk. kadar demledim. İçine tatlandırmak için bal ve tarçın ilave ettim, bu damak zevkine göre değişir.

Afiyet gele...


Kendini koru ve kendine iyi bak, 
ki; vücudunda bu iyiliği karşılıksız bırakmasın....
sağlıkla ve keyifle....

                                                                                                                       pek çok öptüm
                                                                                                                       huzurlu muzur(:

ilham perilerim;)



Yeni yeni projeler, yepyeni tasarımlarla yoğrulduğum şu günlerde; tasarımlarıma ve bana ilham veren en belirleyici şey; başta hayat olmak üzere, renkler ve dokular...

Pastel renkler bana huzur verir, hoşluk verir, içimi açar.. 

Baharın göz attığı şu dönemler de, ev dekorasyonundan, ufacık tefecik bi'çırpılık projelerim ve aksesuar tasarımlarım uçuk, kaçık bu rüya renklerde. 

"kendi işini kendin yap" mottosu ile yola çıkan yaratıcı beyinler, sanat aşığı kalplerin   "do it yourself", kısaltması "#diy" hashtagi altında, türkçesi ise "kendin yap" olan projelerini, bildim bileli severim ve keyifle takip ederim. Kopyala yapıştırdan çok, bana ilham veren fikirleri özgünleştirmeyi tercih ederim.

 Sevdiklerimle el yapımı, ev yapımı mutluluklar paylaşmayı seviyorum. Kendimden bir parçayı, yaptığım tasarımla aramdaki enerjiyide paylaşıyorum çünkü...

Kolay yapılabilecek, belki sizlerede iham verecek küçük mutluluklar paylaşacağım.Yıllardır biriktirdiğim arşivimi artık paylaşma vakti.

Projelerin detayları ile yakın zamanlarda sahnelerdeyim.

Benim için terapi, senin için de fikir olsun...
                                                                                                          pek çok öptüm
                                                                                                          huzurlu muzur(:

Bir Eksigiz,

Yine bir Cem ADRİAN, yeni bir Cem ADRİAN,
Son günlerde Cem'in dinleyenlerine en güzel jestlerinden biri olan, hepimizin Ahmet KAYA'dan dinlemiş olduğu ve tanıdığı "Yakamoz", Cem'in muazzam yorumuyla  internette dönmekte, Cem ADRİAN yorumuyla, Ahmet KAYA "Bir Eksiğiz" Albümü'nden "Yakamoz"şimdiden 71,5 bin tıklanmış.


İtiraf etmeliyim ki ; önyargılı idim. Cem'in yorumunun kalitesini bilmeme rağmen. Genelde Ahmet KAYA bestelerini, KAYA'dan başka yorumlayanlar aynı lezzeti vermez.


Meğersem daha önce "Yakamoz"u hiç dinlememişim.Coverdan ziyade, yepyeni bir beste çıkmış ortaya.Yalın, enstruman kalabalığından uzak, bildik Cem yorumuyla, parça ses geçişleriyle renklenmiş ve ortaya umut dolu, yağmur dolu, aşk dolu "Yakamoz" çıkmış.


İnsanın kalbine, ruhuna işleyen bir yorumu var Adrian'ın (yada sadece bana böyle oluyo), sesinde ki o çatallaşma, feryadında ki yoğunluk, toklaşıp yoklaşan ses rengi tarifsiz...





YAKAMOZ
Yağmur yağar ıslanırsın vay aman
Güneş doğar kaybolursun vay aman
Ay ışığı der durursun vay aman
Yakamozsun sen
Sessiz sessiz ağlar gibisin vay aman
Zaman geldi gideceksin vay aman
Bırak ay gitsin sen kal bu gece vay aman
Umudumsun sen.





fotoğraflar için kaynak: internetten derlediğim arşivimden

                                                          pek çok öptüm
                                                           huzurlu muzur (:

patatesli dereotlu poğaça



 Bu günlerde hep işi gücü bahene edip; ihmal ettiğim; yapmak istediğim ev işlerim, el işlerim ile haşır-neşir olmaktayım. ((:

Köklerimden ve annemden aldığım genlerimin belkide en kıymetlisi, görme bir gurme ruhuyla her türlü keşfe açık olduğum lezzetli serüvenlerle dolu, kaptanı olduğum gemidir, mutfak işleri, benim için...

Kendi yaptığım lezzetleri paylaşmayı da, yeni lezzetler denemeyi de sevenlerdenim.

Bizde mutfak anne-babadan evlada geçen, muazzam genlerin eseri.:)
 Ailecek yemeyi ve yedirmeyi severiz. İtiraf ederim ki; mutfakta sürekliliğim yok, ancak keyfim geldikçe ve canım bi'şeyler çektikçe mutfağa girerim.Zaman zaman repertuarım doğrultusunda, repertuarım yetmedikçe de annişkomun desteği ile keşfetmeye ve deneysel bir mutfağa sahip olduğumu saklayamam ;))
Belki de bu sebeptendir ki; en sadık kobaylarım annem-babam ve kardeşim:))



Mutfak deneyimlerimin en yenisi ve en tazesini tanıştırmak isterim :) 

kendisi,

.... patatesli dereotlu poğaça....

 Aslında bir nevi minik ekmekçik de denebilir.Yumuşak ve ağız da dağılan; kahvaltı, 5 çayları ve çorbaların yanında keyifli bir alternatif olabilir.

patatesli dereotlu poğaça reçetemiz..

malzemeler;

*1 paket margarin (yumuşak)
*1 su bardağı sıvı yağ
*1 su bardağı yoğurt
*2 patates (haşlanmış ve rendelenmiş)
*1 demet dereotu (ince kıyılmış)
*1 yemek kaşığı kuru nane
*3 adet yumurta (1 adet yumurta sarısı üzerine olucak kalanı hamura ilave edilecek)
*1 paket kabartma tozu
*aldığı kadar un 
*tuz
*susam
*çörekotu
*isteğe göre istenen bir peynir türü (rendelenmiş olarak)


yapılışı;


Çörekotu,susam ve üzeri için ayırdığım 1 adet yumurta sarısı dışında ki; tüm malzemeyi karıştırıp,yoğuruyorum.Kulak memesi kıvamı denen; ele yapışmayan ancak yumuşak bir kıvam elde edene kadar, homojen bir hamur oluşturuyorum. Elde edilen hamurdan parçalar koparıp,avuç içinde yuvarlatıp, tepsiye diziyorum.Ayırdığım yumurta sarısını çırpıp, tepsiye dizdiğim poğaçaların üzerine bir fırça ile sürüp, arzuya göre çorekotu ve susam serpiştiriyorum. 170 derece fırında üzerleri pembeleşene kadar pişirip servis ediyorum.

Mayalanma ve bekleme süresi olmadığı için sıcak ve taze poğaçalar ile  hafta sonu kahvaltılarında sevdiklerine jest yapabilirsin sende;)
                                           
Afiyet gele.... :)                     

 NOT: Tarif annemin arşivinden.
                                                                                                          pek çok öptüm
                                                                                                          huzurlu muzur (: